* "Ülkemizde o kadar büyük sorunlar var ki ve yıllardır tekrar tekrar yaşıyoruz bunları. Açlık, yolsuzluk... Ben 52 yaşındayım ve emekliyim 1000 TL emekli maaşı alıyorum, bir ailenin bununla geçinmesi imkansız, bu şartlar altında dinsel farklılıklarımızdan dolayı birbirimize eziyet etmemiz anlamsız. Din, bu şartlar altında lüks bir şey."
Biraz daha izah etti, buradaki "lüks" kelimesinin seçimi kişisel anlamda dinin lükslüğü değil, devletin din üzerine bu kadar düşmesi anlamında. Önce diğer sorunları halledin diyor Turgay Bey. Haksız da değil.
* "Eğer siz bütünü bölerseniz (Hristiyan, Musevi, Müslüman, Alevi,...) putlaştırırsınız inandıklarınız. Yaratıcı ancak bütüne varıldığında bulunabilir."
Burada da güzel bir tespit yapıyor. "Yaratılanı severim Yaratandan ötürü" sözüne paralel bir cümle aslında.
Sözlerinde Kuran'dan, Yunus'tan, Mevlana'dan alıntılar yapıyor. Zaten uzun bir süre müslüman kimliği ile yaşamış, Arap Dili ve Edebiyatı bölümünü okumuş. Kuran'a, İncil'e ve Tevrat'a haiz birisi. Bir örnek verirken üç kitaptan da ayetler okuyarak veriyor.
Protestan kilisesinin ilginç bir özelliği var, Ruhban sınıfına karşılar. Yani bir Rahip'lik kavramı yok, daha çok ruhani liderleri seçimle gelen insanlar ve Vatikan'a bağlı olmak yerine ihtiyar heyetine hesap veriyorlar. İhtiyar heyeti de 3 yılda bir seçiliyor.
Özellikle İstanbul'da yaşıyorsanız mutlaka gezip görmeniz gerekiyor.
Daha fazla bilgi için:
http://turgayucal.blogspot.com.tr/
http://allsaintsmoda.net/